Utangaçlık yalnızlığa neden oluyor

Psikolog Batuhan Toprak, “Utangaçlığa karşı durmak zordur, adeta kişiye hükmeder. Sosyal , iş ve tüm hayatını olumsuz yönde etkiler. Birey her türlü iletişimden kaçınır adeta kendi kabuğuna çekilir diyebiliriz. Utangaç bir kişi neler hisseder? Sanki herkes onu izliyormuş ve kendi aralarında onun hakkında konuşuyorlarmış gibi hisseder, sosyal ortamlardan bu yüzden kaçınır ve ısınmakta zorlanır, kendi kişilikleriyle ilgili gerçekçi olmayan değerlendirmeler yaparlar ve insanlarında böyle düşündüklerine inanırlar, yeni bir ilişki, flört olsun, arkadaşlık olsun başlatmakta çok zorlanırlar, sosyal ortamlara katılmadıkları için dışlanırlar ve fark edilmezler, sosyal bir ortamda bahaneler üreterek hemen ayrılmak isterler” dedi.

Öncelikle herkesin utangaçlık seviyesinin olduğunu ifade eden Toprak, “Bazı utangaçlık seviyeleri normal sayılırken, bazı seviyeleri ev hapsine bile yol açabilir. Bu sosyal fobinin temelinde özgüven eksikliği yatar. Bir örnek vermek gerekirse 8 yaşlarında bir çocukla okuldaki bir arkadaşı kulaklarıyla dalga geçmiş ve çocuğun bilinçaltına yerleşmiş “ senin kulakların kepçe kulak “ diye beyin de sürekli kulaklarıyla ilgili negatif algı yapıyor ve çocuk artık zamanla okula gitmek istemiyor. Hatta toplum içine çıkmak istemiyor, toplum içinde herkes onun kulağıyla ilgili konuşuyormuş gibi hissediyor. Oysaki öyle bir şey yok. Kepçe kulaklı olmak bir kusur, bir hata değil. Sonuç olarak şunu bilmek gerekiyor kendinize olan güveni artırmalısınız; ”Evet benim kulaklarım kepçe ama bu bana ayrı bir sempati katıyor.” diyebilmeniz gerekiyor. Eğer yok olmuyorsa ve size çok sorun yaratıyorsa illa estetik ameliyat yaptıracağım diyorsanız yaptırmadan önce mutlaka bir uzmana gitmelisiniz. Uzmana danıştıktan sonra yaptırmak isterseniz yaptırırsınız. Kendinize güvenin, güçlü ve yetenekli yanlarınızın farkına vararak sizce kusur olarak gördüğünüz yanlarınızı kamufle edebilirsiniz. Fobinizin geldiğini hissettiğinizde sakin olun ve çevreyi izleyin, sizden çok daha fazla kusuru olan kişiler ne kadar kendileriyle barışık, ne kadar sosyal olduklarının farkına varın. Düşünce biçiminizi, hareketlerinizi ve bilinçaltınızı düzeltin çünkü düşünceler dile getirilmese bile beden dile yansır. İletişimde sözel dilin etkisi çok fazladır ve insanların davranışlarını bilinçli beyin değil bilinçaltı yönetir. Yani bir kişinin beden dili onun ne hissettiğini, ne düşündüğünü ele verir bunu unutmayın! Zamanla geçmeyecektir bu durumunuz ve daha da artacaktır. Eğer olmuyorsa, baş edemiyorsanız mutlaka bir uzmandan yardım almalısınız” açıklamalarında bulundu.